Srebrenitsa’nın Öyküsü (Kitap)
Merhaba, daha önce de bahsetmiştim ‘savaşa ilk tanıklığımdı Bosna’ diye. Aradan 20 yılı aşkın süre geçmesine rağmen Bosna savaşına dair bildiklerimin ‘hiç’ olduğunu anlıyorum okudukça.
Daha sonra şahit olduğum savaşlarda niceleri yaşanıyordur da biz bilmiyoruz’ diye düşündükçe de kahroluyorum..
Son okuduğum kitap olan Srebrenitsa’nın Öyküsü Isnam Taljic adlı Bosna’lı bir gazeteci tarafından kaleme alınmış. Kitabı okumama vesile olan ve kitabını okumam için bana gönderen Yaprak’a yine çok teşekkür ederim.
Bosna savaşına dair okuduğum ‘Leyla’ ve ‘İncir Kuşları’ savaştaki kadınların dramını anlatıyordu, okudukça ‘bu kadar olamaz, olmamalı’ diyordum. Sonra Zlata’nın Günlüğü’nü okumuş ve bir çocuğun gözünden savaşı görmüş ‘bunu çocuklara nasıl yapabildiler’ diye yanmıştım.
Srebrenitsa’nın Öyküsü’nde ise erkeklerin neler yaşadığına şahit oldum. Okuduklarım karşısında dehşete düştüm, yaşananları yaşatanların ve seyredenlerin insan olamayacağına kanaatim pekişti; yaşananları yaşayıp hayatta kalanların akıllarını nasıl muhafaza ettiklerine hayret ettim. Bosna halkı iyi ki Müslüman diye düşündüm sonra. İnançları olmasaydı ne yaparlardı bunca insanlık dışı muameleye karşı düşünemiyorum. Allahım iyi ki o halkı İslam ile şereflendirmişsin .Okuduklarım bir kez daha gösterdi ki savaşın mağdurlarına nasip ettiğin iman kuvveti ile o günler geride kaldı ve onca yaşananlara , binlerce kayıplara rağmen bu insanlar hayatlarını sürdürebiliyorlar.
Evet yaşananlar geride kaldı ama öyle şeyler yaşanmış ki bunları bilmek bir daha tekrarlanmaması için bilinç oluşturmak lazım. Sadece Bosna savaşını bilmek , anlamak dahi bütün savaşlara var gücümüzle karşı çıkmamızı sağlayacak düşüncesindeyim . Zira bu kitapta okuduklarım dehşetti . Aliya nın haklılığını bir kez daha gördüm ki asla nefret etmemeli ama yaşananları da asla unutmamalıyız.
Srebrenitsa katliamından kaçanların ölüm yürüyüşü yaptığı yollardan geçerek Marş Mira etkinliği ile barış yürüyüşü yapmıştık biz (Yaprak ve Rukiye ile) bu yıl. Şayet o yürüyüşü bu kitabı okumadan önce yapsaydım anlamı çok daha farklı olurdu bende.
Yürürken geçtiğimiz derelerin bir zamanlar kan ve ölü gölü olduğunu bilmiyordum ben. Yürürken bize su ve bisküvi dağıtılıyordu ki ölüm yürüyüşünde zehirli su dağıtıldığını hiç bilmiyordum. O yürüyüşte Çetniklerin de olduğunu ve kılık değiştirip insanları ölüme yönlendirdiklerini de bilmiyordum . Sadece kurşunlar ve bombalar konuşuyordu sanıyordum ki öldürmek yetmiyormuş canavar insanlara, parça parça doğruyorlarmış bir de:(
Bunca vahşette akıl nasıl baştan gitmez diye düşünürken çıldıran insanları okuduğumda aklın başta kalmadığını da gördüm. BM nin yardım paketlerinden çıkan domuz tozları, tarihi geçmiş yiyecekler ve kimyasal zehirlerle insanları nasıl mahvettiklerini, bebeklerin kendi anneleri tarafından komyonlardan atıldığını okudum. Daha neler neler…
Anlatamıyorum, nefesim kesiliyor … Ama n’olur okusun tüm dünya bu yaşananları. Okusun ve bitirsinler artık devam eden vahşetleri de…
Bir yerde okumuştum Bosnalılar tarihte dokuz katliam görmüş diye. Bu kitapta üç kuşağın yaşadığı savaşları Srebrenitsa katliamına şahit olan birinden okudum. Ne bitmez çilen varmış senin be Bosnam, seni defalarca öldürmüşler meğer…
Bosna’nın öldüğü yetmedi mi ? Bosna’yı yaşatma vaktidir artık. Rabbim sulhu ve selameti kardeşlerimin üzerinden eksik etme. Amin…
Kitapta bahsedilen Yusuf Suresini okudum bugün yeniden. Ne diyordu Hz. Allah:
“Rabbi, onun duasını kabul etti de onların hilesini ondan savdı. Çünkü o, hakkıyla işiten ve (her şeyi) bilenin ta kendisidir.” Yusuf Suresi/34
“İnananlar ve ‘Allah’ın emirlerine uygun yaşayanlar’ için, âhiret mükâfatı elbet daha hayırlıdır.” Yusuf Suresi /57
Bosna’nın öldüğü yetmedi mi artık Bosna’yı yaşatma vaktidir. Rabbim sulhu ve selameti kardeşlerimin üzerinden eksik etme. Amin…
Bosna’ savaşına dair okuduğum diğer kitaplar:
0 Yorum